12 Ocak 2009 Pazartesi
aercan@bursahakimiyet.com.tr
Ödevlerle ilgili söyleşimizi ve paylaşımlarımızı devam ediyoruz. Ev ödevlerinin eğitim yönünden olan değerleri, biraz daha kapsamlı ve öğrencinin kişiliğinin oluşmasına yardım edici nitelikte olmasıdır. Bu özellik, ödevlerin niteliğine göre değişir. Ev ödevlerinin en belirgin niteliğiyse öğrencilerin ödev konusunu bireysel olarak yapmasıdır. Böyle yapılan ödevler, kişiyi kendisiyle baş başa bırakır ve onun yeteneklerinin gelişmesine, dolayısıyla da bağımsızlığa alışmasına ve sorumluluk duygusu kazanmasına olanak sağlar. Bazen çocuğumuza olan sevgimizin dozu o kadar artar ki ona ödevinde yardımcı olayım derken ödevi biz yapmaya başlarız. Ya onun sızlanması ya da yapamıyorum diye ağlaması buna sebep olabilir. Ama şunu unutmamak gerekir ki okulda öğretmen , evde anne baba nezaretinde yapılan ödevler, çocuğumuzun o dersle ilgili özgüveninin oluşmasını engeller. Ödevlerin asıl değeri, öğrencilerin öğrendikleri bir konuyu kendi kendilerine uygulamaya fırsat vermesidir. Bu da sınıfta anlatılanların daha iyi öğrenilmesine, öğrenilenlerin pekiştirilmesine olanak sağlar.
Bu sonucun elde edilmesi de ödevin, o dersin hemen arkasından yapılmasına bağlıdır. Sonradan ya da geciktirilerek yapılan bir çalışma, öğretim bakımından fazla bir yarar sağlamaz. Böyle bir çalışma alışkanlığındaki öğrenci, işe her başlayışta konuyu yeniden öğrenmek zorunluluğunu duyar. Bu da gereksiz bir iş olur, zaman alır.
Ödevler, çocuğa yeni yeni öğrenme yaşantıları kazandırdığı, onu yaratıcı düşünceye götürdüğü, kendi kendine olumlu bir eser ortaya çıkarmaya yardım ettiği oranda değer kazanır. Bundan da anlaşıldığı gibi ödev konusu çok yönlü bir olgudur. Ödevi veren, yapmakla yükümlü olan, ona yardımcı olan gibi boyutları vardır. Ancak günümüz okullarında ödev anlayışı, öğrenciler için okuldan uzaklaşmalarına neden olacak, hastalık bahanelerinin veya değişik bahane yaratıcılıklarıyla “okulu sevmek” kavramından uzaklaştıran etken haline gelecektir.
Öğrenmenin temelini oluşturan bu çok boyutlu konuyu, irdelemeye; öğretmen,veli, öğrenci, okul yönetimi ekseninde paylaşımlara önümüzdeki haftalarda da devam edeceğiz.
Veli olmak
Yaşamımızın en değerli varlıkları olan yavrularımızın okulda başarılı olmaları için onlarda baskıya neden olacak konuşmalardan uzak olmamız gerektiğini geçen hafta değinmiştik. Bu hafta onlarda başarıyı artırmada çok önemli bir yer tutan aile içinde eğitimde görüş birliğinde olma konusuna değineceğiz. Nedir bu? Disiplin ve çocuğa verilecek eğitim konusunda anne baba olarak tutarlı davranmaktır. Birlikte uyacağımız kuralların olmasıdır. Önemli bir karar alacağımız zaman çocuklara annenize veya babanıza soracağım, ona göre karar vereceğim diyebilmektir.
Anne babadan biri, diğerinin yaptığını küçümsememelidir.
Çocuklar babalarından bir şey istediğinde baba anneye dönüp sen bu konuda ne diyorsun? diyebilmelidir. Bu şekilde çocuklar babalarının annelerine değer verdiğini, ona saygı duyduğunu, kararları da birlikte verdiklerini anlamış olur. Ayrıca anneler de eşlerinin kendilerine verdiği değeri anladığı için de özgüveni artar.
Anne baba birbirleriyle çelişkili sözler söyler veya davranışlarda bulunursa çocuk da neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamayacak ortaya çıkan boşluktan mümkün oldukça yararlanacaktır.
Bu yüzden anne ve baba tutarlı davranmayla ilgili olarak ortak karar almalı, birinin ak dediğine diğeri kara dememelidir.
Ailede bu türden bir tavrı oturtmak çocuk henüz okula başlamadan daha ilk çocukluk dediğimiz yaşlarda olmalıdır.Oyuncaklarıyla ilgili tutumunda, arkadaşlarıyla ilgili ilişkilerinde buna alıştırılmalıdır. Ancak bu demek değildir ki bizim çocuklar artık büyüdüler, liseye, üniversiteye gidiyorlar bundan sonra olmaz. Anne baba her zaman böyle bir işbirliğine gidebilir. Biz annenle veya babanla karar aldık ya da bundan sonra birlikte karar alacağız denilebilir. Bu tarz küçük değişimler hayatımızın her dönemi, her olayı için de böyle değil mi?
Bunu biliyor muydunuz?
Okulu ilk bulanın MS 8000’de Charlemagne’ın olduğunu (Charlemagne=Papalık devletlerinin temelini atan Pepin’in oğlu, Lombartların kralı )
Haydi gülümse
Öğretmen sorar
--Yavrum söyle bakalım dünya niçin döner?..
Öğrenci cevap verir:
--Üstünde insanlar sürekli gezindikleri için öğretmenim!...
Günün sözü
Çocuğunuzu yalnızken azarlayın, herkesin ortasında övün. Azar kısaca ve doğrudan, övgü uzun ve yöneltici olsun (SOLON)