Mustafa Kemal Atatürk'e saygı… |
|
07 Kasım 2011 Pazartesi |
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
Birini anlayabilmek, önce onu tanımakla sağlanır.
Bu tanıma, ille de kendisiyle yüz yüze konuşmak değildir. Tanımanın pek çok yolları vardır. Yazılarından, yaptığı işlerden, kendi gözlemlerimizden,… Bunlar, en sağlıklı olanlarıdır. Tanımadığımız, tanımak istemediğimiz insanlarla ilgili önyargılı, kulaktan dolma, çoğu zaman da günün modası haline gelmiş bakış açılarıyla değerlendirmek hayatta yapılacak en büyük hatadır. Sıradan insanlar için bu kadar yanlış olan bu yaklaşım, bulunduğu coğrafyada ülkemize yöneticileriyle birlikte saygınlık kazandıran, onları lider konumuna getiren, temelleri demokrasiyle atılmış bir cumhuriyeti bize emanet eden Atatürk'ü, onun nezdinde tüm şehitlerimizi, devlet adamlarımızı da anlamanın ve onlara saygılı olmanın ne kadar önemli olduğunu görmemek imkansız. "Saygı, kişinin var oluşunu ve o var oluşun sınırlarını koşulsuz kabul ederek ilişki kurmak ve bu ilişkiyi devam ettirmeyi isteme duygusudur." "Sevgi, seven ve sevilen arasına özel bir duyguyu, niyeti ifade eder. Seven kişi, sevdiğinin olabileceğinin en iyisi olarak gelişebilmesi ve böylece potansiyelini gerçekleştirerek mutlu olabilmesi için eylem içindedir. Bunun karşılığında hiç bir şey beklemez. Sevdiğinin mutlu olması, seveni mutlu eder." diyor Doğan Cüceloğlu bir yazısında. İnsanın insana saygısı, bir toplumun huzuru, gelişmişliği, geleceğinin teminatı için çok önemli bir durumdur. Hal böyleyken, ülkesindeki insanların büyük bir çoğunluğu tarafından hem sevilen hem saygı duyulan bir insanla ilgili görüşlerimizi, düşüncelerimizi açıklarken dikkatli olmak, yürekleri yaralamama "saygısı"nı da gösterilmelidir. Bu özeni göstermeyen, "eleştiriyorum", "düşünce özgürlüğümü kullanıyorum" adı altında dünyadaki örnekleriyle kıyaslamadan, son günlerin modasına uyup Atatürk'e neredeyse hakaret eden "aydınların", kendileri gibi düşünmeyen toplum kesimlerine de saygısı yoktur, diyebiliriz. Zira saygı; "ilişki kurmak, bu ilişkiyi devam ettirmeyi isteme duygusu" ise bu modanın öncüleri, toplumun bu kesimiyle böyle bir ilişki içinde olmayı reddediyor; diyalog, ilişki içinde olmak istemiyorlar, demektir. Düşüncedeki saygı eksikliği, davranışlara dönüşmesin aman! Bu tür tutumların bizi nereye götüreceği de artık saklı, gizli değil. Acaba hedeflenen son nokta "o götürülmek istenen yer" mi? Her gününüz bayram sevinci ve coşkusuyla geçsin, saygı ve sevgi yaşamınızı doldursun, Kurban Bayramınız kutlu olsun… |
7 Kasım 2011 Pazartesi
Mustafa Kemal Atatürk'e saygı...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder