4 Ekim 2012 Perşembe

Anaokulunun getirdiği hayal kırıklığı


 
Anaokulu, bir insanın okul yaşamına adımını attığı ilk yerdir.

Çocuğun kafasında yaratılan ilk izlenim çok önemlidir. İlerleyen yıllarda çocuğun okuldan nefret etmesine bile neden olacak boyutlara ulaşabilir burada yaşadıkları.

Çocuk ilk defa annesinden ayrı olduğu bir ortamda saatlerini geçirecek, tanımadığı yaşıtları ve büyükleriyle birlikte olacak. Bu durum onun ürkek, çekingen davranmasına, hatta ağlamasına neden olacak.

Anaokulu öğretmenliği işte bu aşamada çok  ama çok önemli. Çocukları seven, onların bize göre “gereksiz” kaprislerine, mızmızlıklarına, gürültücülüklerine katlanabilecek; bunun dört yıl eğitimini almış, bu eğitimi alırken de kendini ruhen hazırlamış, kişiliği bu işe uygun insanların atanması gerekir. 

Bebekliklerinden beri tanıdığım komşumun ikizlerini neredeyse son iki yıldır psikolojik olarak hazırlamaya çalıştık.

Annelerine ve halalarına olan düşkünlükleri aşırı denecek kadar fazlaydı. Beş yaşında olmalarına rağmen sitenin bahçesine inemezler, annesi mutfağa bile gitse peşinden giderlerdi.

Evdeki bu psikolojik hazırlık etkisini gösterdi, okulun açıldığı gün kaydoldukları okulun ana sınıfına koşarak gittiler.

İşlerimin yoğunluğundan okulun ilk günü nasıl geçti, neler yaşadılar, diye sormak üç gün sonrayı buldu.

Okulu bırakmışlar, evde yine her zamanki gibi televizyonun karşısındalar, çizgi filmleri izliyorlar. Annelerine “ne oldu?” diye sorar sormaz çocuklarının yaşadıklarını gözyaşlarının sessizce süzüldüğü gözlerle anlatmaya başladı.

“ Kayıtların yapıldığı sırada ana sınıfı velilere gösterilmemiş. Anahtar yok, diye geçiştirilmiş. Okulun açıldığı gün sabahçı öğrencilerin öğretmeni çok iyiymiş, veliler de çok memnunmuş. Öğleden sonraki gurup başlamış ikizlerin öğretmeni müdürün de söylediği gibi diğer öğretmenle kıyaslanamayacak kadar ilgisiz davranmış bütün çocuklara.

Veliler kapının önünde beklerken içeride ağlayan çocuğu dışarıya çıkarıp annesine susturmasını söylüyormuş. Annesi tarafından susturulan çocuk içeri girince tekrar ağlamaya başlıyormuş. Sebebi sorulduğunda öğretmenin çok bağırdığını, onlara kızdığını bu yüzden korktuklarını söylüyorlarmış.

Çocukların hepsi, ilk günü böyle geçirmişler. O gün bütün veliler de sınıfı görünce şok olmuşlar. Dört duvar, yerde sentetik halı, çocukların ilgisini çekecek o özel anaokullarına benzer albenili bir ortam yokmuş. Çocuklar ayakkabılarıyla tuvalete gidip geliyorlarmış o halının üzerinden. Çocuklardan biri korkudan altına çişini yapmış, annesine telefon edip haber bile verilmemiş, o halde akşama kadar çocuk bekletilmiş”

Osmangazi ilçesinin göbeğinde, hayırsever bir yurttaşımızın yaptırdığı ilköğretim okulunun ana sınıfında çocukların yaşadıkları bunlar. Gerisini siz düşünün… 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder