Anaokulu, bir insanın
okul yaşamına adımını attığı ilk yerdir.
Çocuğun kafasında yaratılan ilk izlenim çok önemlidir.
İlerleyen yıllarda çocuğun okuldan nefret etmesine bile neden olacak boyutlara
ulaşabilir burada yaşadıkları.
Çocuk ilk defa annesinden ayrı olduğu bir ortamda saatlerini
geçirecek, tanımadığı yaşıtları ve büyükleriyle birlikte olacak. Bu durum onun
ürkek, çekingen davranmasına, hatta ağlamasına neden olacak.
Anaokulu öğretmenliği işte bu aşamada çok ama çok önemli. Çocukları seven, onların bize
göre “gereksiz” kaprislerine, mızmızlıklarına, gürültücülüklerine
katlanabilecek; bunun dört yıl eğitimini almış, bu eğitimi alırken de kendini
ruhen hazırlamış, kişiliği bu işe uygun insanların atanması gerekir.
Bebekliklerinden beri tanıdığım komşumun ikizlerini
neredeyse son iki yıldır psikolojik olarak hazırlamaya çalıştık.
Annelerine ve halalarına olan düşkünlükleri aşırı denecek
kadar fazlaydı. Beş yaşında olmalarına rağmen sitenin bahçesine inemezler, annesi
mutfağa bile gitse peşinden giderlerdi.
Evdeki bu psikolojik hazırlık etkisini gösterdi, okulun
açıldığı gün kaydoldukları okulun ana sınıfına koşarak gittiler.
İşlerimin yoğunluğundan okulun ilk günü nasıl geçti, neler
yaşadılar, diye sormak üç gün sonrayı buldu.
Okulu bırakmışlar, evde yine her zamanki gibi televizyonun karşısındalar,
çizgi filmleri izliyorlar. Annelerine “ne oldu?” diye sorar sormaz çocuklarının
yaşadıklarını gözyaşlarının sessizce süzüldüğü gözlerle anlatmaya başladı.
“ Kayıtların yapıldığı sırada ana sınıfı velilere
gösterilmemiş. Anahtar yok, diye geçiştirilmiş. Okulun açıldığı gün sabahçı
öğrencilerin öğretmeni çok iyiymiş, veliler de çok memnunmuş. Öğleden sonraki
gurup başlamış ikizlerin öğretmeni müdürün de söylediği gibi diğer öğretmenle
kıyaslanamayacak kadar ilgisiz davranmış bütün çocuklara.
Veliler kapının önünde beklerken içeride ağlayan çocuğu
dışarıya çıkarıp annesine susturmasını söylüyormuş. Annesi tarafından
susturulan çocuk içeri girince tekrar ağlamaya başlıyormuş. Sebebi sorulduğunda
öğretmenin çok bağırdığını, onlara kızdığını bu yüzden korktuklarını
söylüyorlarmış.
Çocukların hepsi, ilk günü böyle geçirmişler. O gün bütün veliler
de sınıfı görünce şok olmuşlar. Dört duvar, yerde sentetik halı, çocukların
ilgisini çekecek o özel anaokullarına benzer albenili bir ortam yokmuş.
Çocuklar ayakkabılarıyla tuvalete gidip geliyorlarmış o halının üzerinden.
Çocuklardan biri korkudan altına çişini yapmış, annesine telefon edip haber
bile verilmemiş, o halde akşama kadar çocuk bekletilmiş”
Osmangazi ilçesinin göbeğinde, hayırsever bir yurttaşımızın
yaptırdığı ilköğretim okulunun ana sınıfında çocukların yaşadıkları bunlar.
Gerisini siz düşünün…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder