29 Aralık 2008 Pazartesi
Sabah erkenden kalkar, hazırlanır, okula gidersin.
Birinci ders,ikinci ders… derken tüm gün o dersten çıkar, bu derse girersin her gelen öğretmen sadece kendi dersini düşündüğü için aktiftir,dinamiktir. Sense bir sonraki dersleri düşünmekten kendini alamazsın ödevi çok olan dersler sonraki saatlerdeyse hele bir de akşamdan yapılamamışsa anlatılan konuya kendini vermen mümkün olmaz.
Hep bir boşluk kollarsın, öğretmen tahtaya döndüğü anda sıranın altındaki deftere ya da kitaba uzanır elin, derken kendini ödeve kaptırırsın, öğretmenin sana baktığını bile fark etmez, yakalanırsın.
Artık öğretmenin insafına sığınırsın, bu arada defterin sayfalarını çöp kutusundan toplamak en zorudur. Azar işitmek, uyarılmak hafif kalır yanında. Bir de bunun veli görüşmesinde anneye veya babaya duyurulması da vardır. Artık ne o anlatılan dersten ne de ödevi yapılan dersten hiçbir fayda yoktur. Bu da her iki dersteki başarıyı etkiler.O zaman ödevlerin ne zaman, nasıl, hangi yöntemlerle yapıldığını bu bölümde ele alacağız.
Atatürk diyor ki
Okul genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memleket sevgisini, şerefi, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takip edilecek en uygun, en güvenli yolu öğretir. Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmaları lazımdır. Bunu sağlayan okuldur.
Mustafa Kemal ATATÜRK (1922 Bursa)
Merhaba,
Değerli okurlar,sizlerle her hafta pazartesi günleri bu köşede buluşacak olmanın keyfini yaşıyorum şu anda. Her hafta öğrencilerimle, öğretmen arkadaşlarımla, değerli velilerimizle konuşacağız, dertleşeceğiz, paylaşacağız. Paylaştıkça mutluluklarımız, bilgilerimiz artacak sıkıntılarımız azalacak. Bu köşe, bir şekilde eğitim dünyasının içinde olan herkesindir. Sizlerle uzun zamanlarda birlikte olmak dileğiyle…
Okulu sevmek
Sevgi öyle bir duygu ki bizden hiç karşılık beklemiyor, kendimizi mutlu, huzurlu ve güvende hissetmemizi sağlıyor, içimiz yaşam sevinciyle doluyor.
Sevgi çok boyutlu bir duygudur. Anne, baba, kardeş, doğa, yurt… diye bunu sıralayabiliriz ama biz burada OKUL u sevmekten söz edeceğiz. Yaşamımızın ilk yıllarından itibaren başladığımız bu ortamı sevmek çok önemlidir. Okuldaki başarının altında yatan büyük sırrın okulu, sınıfı, o ortamı sevmek olduğu bir gerçek.
Bu konuyla ilgili görüşlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz ve bu konuyu daha geliştirebiliriz.
UZMAN GÖRÜŞÜ
Okulu sevdirelim
Çocuğumuz, pek çok şey öğreneceği okulu elbette sevmelidir. Bu sayede okula zevkle gidecek, daha bilgili ve donanımlı yetişecektir.
Okuldaki arkadaşlıkları ve oyun saatlerini abartarak sanki okulu bir eğlence yeriymiş gibi algılamasını önleyelim.
Sevdiği ilgi alanları da olabilir ama derslerini ihmal etmemelidir.
Her gün okulda neler yaptığını ve öğrendiğini sorarak bu kuruma önem verdiğimizi göstermeliyiz.
Evde, okul konusunda endişeli tavır alınmasının ve bunun çocuk tarafından bilinmesinin başarısızlığa sebep olacağını bilmeliyiz.
Veli olmak
Dönemin sonuna doğru geldiğimiz şu günler, çocuklarımız kadar anne babalar için de çok önemli. Öğrencilerde karne notlarına yaklaşmanın getirdiği stresin, acaba karneye kaç gelecek endişesinin yoğun yaşandığı günler. Onlardaki bu duygular sevgili anne babaları da zaman zaman bunaltıyor, üzüyor.
Çocuğuyla geçirdiği zaman, babaya göre daha uzun olmasından dolayı özellikle anneye daha çok iş düşüyor. Onun sıkıntılarını paylaşması, anne babanın beklentilerinin yüksekliğinden kaynaklanan baskıyı kaldırması bakımından annenin rolü büyük. Peki bu durumlarda anneler ne yapmalı, gözünden bile sakındığı yavrusuna nasıl yardımcı olmalı?
GÜLÜMSE
“Babası, Ayşe'ye sorar:
-Hayvanların çıkardığı seslere ne denir?
Ayşe cevaplar:
-Köpek havlar, kedi miyavlar, beygir kişner,eşek anırır, horoz öter, kuzu meler, aslan kükrer, öküz möler.
-Aferin Ayşe. Peki balık ne yapar?
Ayşe biraz düşünür, sonra gülerek cevaplar:
-balık da tavada cızırdar babacım.”
“ÇOCUĞUMUZLA BİRLİKTE GÜLELİM AMA ASLA ONA GÜLMEYELİM”
Öğretmenliğin ruhu
“İyi bir öğretmen olmak için herhangi bir branşı bilmek, hatta onun biricik alimi sayılmak, hiçbir zaman yetmez. Fakat şurası da muhakkak ki okuttuğu dersi tam olarak bilmeyen bir öğretmen başka bin türlü meziyete sahip olsa bile beklenen sonuç alınamaz. Öğretmenin en büyük müfettişi öğrencisidir. Yüzlerce kafada günlerce, aylarca tartışıldıktan sonra öğretmenle ilgili görüşler ortaya çıkar, öğrenci, öğretmene ona göre tavır sergiler.”(Vasfi Mahir Kocatürk)
“OKUL, HAYATA HAZIRLANIŞ DEĞİL, HAYATIN KENDİSİDİR.” (F. Chatelain)
Yeni yılın sınav takvimi belli oldu
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2009 yılı sınav takvimi açıklandı. Buna göre SBS İlköğretim 6. sınıflar için 13 Haziran 7. sınıflar için 7 Haziran ve 8. sınıflar için 6 Haziran'da düzenlenecek. İlköğretim 5. sınıf ile liselerin 9, 10 ve 11. sınıflarında okuyan öğrencilerin katıldığı Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (DPY) 3 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecek. Yeni yılda yapılacak 29 sınavdan bazılarının tarihleri ise şöyle:
- Açık İlköğretim Okulu 1. Dönem Sonu Sınavı, Açık Öğretim Lisesi1. Dönem Sonu Sınavı, Mesleki Açık Öğretim Lisesi 1. Dönem Sonu Sınavı: 24-25 Ocak
- Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı (2009/1): 14 Şubat 2009
- Açık İlköğretim Okulu 2. Dönem Sonu Sınavı: 11-12 Nisan 2009
- Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı (2009/2): 18 Nisan 2009
- Açık Öğretim Lisesi 2. Dönem Sonu Sınavı, Mesleki Açıköğretim Lisesi 2. Dönem Sonu Sınavı, Açık İlköğretim Okulu Not Yükseltme Sınavı:
16-17 Mayıs 2009
- Seviye Belirleme Sınavı (8. sınıf), Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (8. Sınıf), Polis Koleji Aday Tespit Sınavı: 6 Haziran 2009
- Seviye Belirleme Sınavı (7. sınıf), Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (7. Sınıf): 7 Haziran 2009
- Seviye Belirleme Sınavı (6. Sınıf), Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (6. Sınıfı): 13 Haziran 2009
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder