Öğretmenler nerede? |
04 Ekim 2011 Salı |
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
Öğretmen olmak için okullarımızda okurken bize, “Ülkemizin varlığının özgürce sürdürülebilmesi için onun yasalarına, yönetmeliklerine, tebliğlerine saygılı olmamızın, sahip çıkmamızın yanında onları bilmemizin de önemli olduğu,
Derslerimizi bu esaslar doğrultusunda işlememiz gerektiği öğretildi.” Tebliğler dergilerinde yayımlanan esaslar, yol göstericimiz, öğrencilerimizin başarısına giden yolda rehberimiz oldu. Biz de o esaslara göre yaptık yıllık, ünite ve günlük planlarımızı. Dünyayı sevmeyi, ona sahip çıkmayı; insanları ayrım yapmaksızın önemsemeyi, ülkemizi her şeyin üstünde tutmayı öğrendik, öğrettik. Köylerdeki çocuklarımızın yeri geldi saçını kestik, elini yüzünü yıkamayı; Annelerine, babalarına çocuklarını sevmenin, sevdiğini söylemenin, onlarla ilgilenmenin önemini öğrettik, Okula gelme fırsatını yakalayamamış yetişkinlerimize kendilerine, evlerine, yemeklerine, sosyal yaşamlarına, bahçelerine, tarlalarına dair bilgi edinmenin yollarını öğrettik, Karne parası dahi veremeyecek çocuklarımıza, aldığımız üç kuruşluk maaşla gereksinimlerini karşılamaları için yardımcı olmaya çalıştık, Kendimiz her türlü sıkıntıyı yaşarken, sınıfın kapısında bunları bırakıp var gücümüzle, öğrenmek için bizi bekleyen öğrencilerimize anlattık konuları saatlerce… Evdeki çocuklarımıza, onlara verdiğimiz kadar emek veremedik, Ateşler içindeyken onlar, arkamıza bakmadan koştuk okuldaki çocuklarımızın yanına. Kendi çocuklarımızı da en az bizim kadar ilgileneceğinden emin olduğumuz onların öğretmenlerine emanet ettik, Yaşamın maddi yükü omuzlarımıza her geçen gün tüm ağırlığını verirken, Ay sonunu getirmekte zorlanırken, öğrencilerimizin sırtına terlemiş mi, alnına ateşi var mı, diye bakmayı ihmal etmedik; Bugün derste dalgındı bir derdi mi var, diye kafa yorduk, Annelerine babalarına çocuklarının bilmedikleri, göremedikleri yönlerini anlattık, kabullenmekte zorlananlarına günlerce izah ettik. Gece yarılarına kadar eğlenemedik, konserlere gidemedik; oturup evde, gelen uykuyu atlatarak ertesi günün planlarını yaptık. Hangi öğrencime öğrenmesi için nasıl yardımcı olmalıyım, diye düşündük. Tüm kalbimizle yaptıklarımızın karşılığında kimseden hiçbir şey beklemedik, Onların gözlerindeki öğrenmenin verdiği ışıltı en büyük mükafatımız oldu. Amirlerimizden gelecek birkaç güzel söz bile bu gözlerin yerini alamadı… Biz bunları öğrenirken, bildiklerimizi öğrencilerimize öğretirken, tüm vicdan ve merhamet duygularımızla işimizi yaparken kimler neler yaptı, kimlere neler öğretildi bilmiyorum; ama kaçırılan meslektaşlarımın nerede ve nasıl olduklarını bilmek istiyorum. Bu da bir öğretmen olarak en doğal hakkım olsa gerek…. |
17 Şubat 2013 Pazar
Öğretmenler nerede?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder