2010 yılı kutlu olsun

Sosyal Paylaşım |

28 Aralık 2009 Pazartesi

aercan@bursahakimiyet.com.tr

Yeni yıl; yeni başlangıçların, yeni umutların, yeni başarıların, barışın yılı olsun, elbette bütün bu güzelliklerin keyfini sürmek için öncelikle sağlıklı bir yıl olsun. Bu dileklerle tüm okurlarımın yeni yılını kutluyorum. Güzel duygularla benim yılımı da kutlayan herkese teşekkür ediyorum. BİR YILI GERİDE BIRAKTIK Her hafta bu köşede sizlerle buluşup eğitim, öğretim adına, ülkemin geleceği çocuklarımıza, gençlerimize, onların her şeyi olan velilerimize destek olmak adına, hiçbir maddi karşılık gözetmeksizin manevi haz yaşıyor olmanın keyfini sürerken, bir okur dostumun anımsatmasıyla, Bursa Hakimiyet gazetemizin online sayfasındaki yazılarıma baktığımda gördüm ki bu hafta tam birinci yaşımı dolduruyorum. Zaman güzel geçmiş demek ki, farkında değilim. İlk yazımda köşemizin amacını; veli, okul, öğrenci üçgeninde "Neler yapılırsa çocuklarımızın başarısı artar?" sorularının yanıtını bulmak, eksiklerimizi tamamlamak, bilgilerimizi artırarak paylaşmak, yaşadığımız sıkıntıları paylaşıp gidermek olduğunu söylemişim. Bir yıl sonra yazılanlara, konuşulanlara, bana dönenlere baktığım zaman öngörümün, amacımın gerçekleşmiş olduğunu görmek beni çok mutlu etti. Nice yıllarda hep beraber olmak umuduyla… HAYALLER GERÇEK OLSUN! İnsan hayalleriyle yaşar, bu hayallerini gerçekleştirmek için çabalamazsa elbette gerçekleşme ihtimali düşüktür. Öğrenci, yazılı sınavdan çok yüksek not aldığını hayal etse de bunun gerçeğe dönmesi için emek vermesi, çabalaması, gayret göstermesi gerekir. Yoksa hep hayal olarak kalmaya mahkumdur o güzel notlar. Hayal kurmak bir anlamda hedef koymaktır, diyor kişisel gelişim uzmanları. Bu hayallerin gerçekleşebilmesi için de kişiler kararlı, hayaller de belirgin olmalı, diyorlar. "Bazı insanlar, hayatta hiçbir gayeye sahip olmadan yaşarlar. Böyle insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmezler; ancak suyun akışına kapılarak akarlar." diyor Seneca. Çevremizde o kadar çok saman çöpü var ki... Kendi yollarına değil de suyun götürdüğü yere akan… Günümüzde belki bu bir "değer" gibi görünüyor olabilir; ama zaman, tarih, vicdanla hesaplaşmada neyin doğru olduğu ortaya çıkıyor mutlaka. Toplum olarak doğruları, çok geç olmadan görür; kendimize ve insanlığa zarar vermeden kişilikli, erdemli insanlar olmayı başarabiliriz. Okullarda verilen eğitimin de amacı bu değil mi? ÖNERİLERİNİZ…! Kendini, toplumu, öğrenciyi, öğretmeni, veliyi eleştiren (= iyi, güzel, doğru yanlarıyla birlikte eksik ve yanlışları da dile getiren) biri olarak elbette bana yöneltilen eleştiri ve önerileri de saygıyla dikkate alıyorum. Bizim insanımız eleştiriyi, sadece eksikleri söyleme gibi gördüğü için hatta çoğu zaman hakaret etme gibi görenler de olduğu için bu parantezi açma gereğini duydum. Siyasilerden tutun da günlük yaşamın her alanında bu sözcüğün hakkı yeniyor. Öğrencilerime önce bu sözcüğün içerdiği anlamı kavratmakla başlardım münazara ve diğer tartışma, açık oturum, konferans… gibi çalışmalarıma. Çok güzel, beni takdir eden, önerilerin de olduğu iletiler geliyor. Sadece yazılarımın biraz daha kısa olması isteniyor gibi geldi bana. Bu neden kaynaklanıyor bilmiyorum ama söylemek istediklerim eksik, yüzeysel ve sığ olmasın, okuyanlar bir şeyler öğrenirken tam olsun, bilgiler havada kalmasın,…gibi kaygılarımdan kaynaklanıyor olabilir diyorum; ama ben, bütün bana söylenenleri dikkate alıp yazılarımı elimden geldiğince kısa tutmaya çalışacağım. Bana yön veren eleştiri ve önerilerinizi almak beni mutlu etti, etmeye de devam edecek. Ne dedik: "Yeni yıl, yeni başlangıçların olduğu, yeni sayfaların açılmaya "çalışıldığı" bir dönemdir." Herkese iyi yıllar…!