Yine ÖSS yine puan kaygısı |
12 Nisan 2010 Pazartesi |
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
Birkaç yılda bir değişen üniversiteye girme kuralları son zamanlarda her yıl değişmeye başladı. Bunun yanlışlığı, gereksizliği, çocuklarımız üzerinden siyaset yapma, para kazanma gibi konulara girmeyeceğim.
O kadar çok boyutlu bir durum ki bu, nereden ele alınıp değerlendirme yapılmasına bile karar vermek çok zor. Ayrıca yıllardır görüyorum ki biz ne söylersek söyleyelim herkes kendi bildiğini okuyor. Okullar, öğretmenler, çocuklar, veliler de çaresiz yeni sistem ne ise ona göre davranmaya çalışıyor, kimse de bu konular üzerinde konuşup zaman kaybetmeyi göze alamıyor haklı olarak. Ümit ediyorum, herkes bilinçlenir, bu oynamaların kimlerin işine yaradığının farkına varır, bundan sonra önlemlerini ona göre alır. Şimdi, 11 Nisan’dan sonra çocuklarımız ne yapmalı, hazirandaki sınavlar için nasıl hazırlanmalı ona bakalım. YGS’ den sonra öğrencilerimizin yapacağı ilk iş, netlerinin tespitini yapmak. Bunun yapılması: 19 Haziran Cumartesi LYS-1 Matematik ( Matematik- Geometri),10.00 19 Haziran Cumartesi LYS-5 Yabancı Dil 14.00 20 Haziran Pazar LYS- 4 Sosyal Bilgiler ( Tarih- Coğrafya 2-) (Psikoloji- Sosyoloji- Mantık) 10.00 26 Haziran Cumartesi LYS- 3 Edebiyat Coğrafya (Türk Edebiyatı- Coğrafya 1) 10.00 27 Haziran Pazar LYS-2 Fen (Fizik- Kimya- Biyoloji) ( üç kitapçık, 80- 100 soru) 10.00 sınavları için önemli. Yüksekokul düzeyindeki iki yıllık programlar için 140 puan barajını aşmak yeterli. Dört yıllık programlar için de 180 barajını aşmak gerekiyor. ÖSYM Başkanı Yarımağan’ın 6 Nisan itibariyle son açıklamasına göre, her birinden 8 soru yani 8 Matematik, 8 Türkçe, 8 Sosyal Bilimler, 8 Fen Bilimleri olmak koşuluyla toplamda 32 soru yapmak yeterli. İki hafta sonra açıklanacağı var sayarsak, durumu iyice netleşen öğrencilerimiz, tempolarını hiç düşürmeden hazirandaki sınavlar için çalışmalarını sürdürmek zorundalar. “Ben dört yıl boyunca sistemli, arkamda anlamadığım, eksik konu bırakmadan geliyorum” diyebilenler bolca test çözerek ufak tefek hatalarına rötuşlar verebilir. Bunu söyleyemeyenler de hiç geçmişteki pişmanlıklarla zaman kaybetmeden şu anda yapabileceklerinin tespitini yapıp elinden geldiğince çabasını sürdürmeli, önemli olan moraldir, son anda pek çok şey başarılabilir, yeter ki isteyelim… Benim yazılarımda hep sözünü ettiğim “sınıfta dersi iyi dinlemek, dinlediklerinin tekrarını yapmak, pekiştirici çalışmaları yapmak, ödev alışkanlığını kazanmak…” gibi okulun olmazsa olmazlarını, bu sınav öncesi günleri rahat geçirmek içindir. Zamanında bunların farkında olmak çocuklarımızı stressiz, sıkıntısız bir şekilde sınava hazırlamak ve elbette en önemlisi istediği üniversitenin istediği fakültesine gitmek gibi hayalini kurduğu günleri yaşayabilmeleri içindir. Çocuklarımız yaşamlarının henüz başında olduğu için bunun farkında olamayabilirler. Büyükleri olarak evde annenin, babanın; okulda idarenin, öğretmenlerin bunu çocuklarımızın fark etmelerini sağlamak bizlerin görevi. Ondandır yıllardır iğneyi hep kendimize batırışım… |
10 Eylül 2011 Cumartesi
Yine ÖSS yine puan kaygısı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder