e-okul? |
23 Şubat 2009 Pazartesi |
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
Geçen hafta sonu öğretmen arkadaşların, velilerin bulunduğu bir ortamda bulundum. Malum öğretmenler bir arada olduklarında söz, döner dolaşır okula, öğrencilere, sınıfa, derse… gelir. O gün de öyle oldu. Sömestri tatilinin sonuna doğru, yorgunluklarını üzerlerinden henüz atmaya çalışan öğretmen arkadaşların dile getirdikleri, ilköğretimde benim bildiğim Ocak 2007'de uygulanmaya başlanan, önümüzdeki yıl da orta öğretim kurumlarında uygulanmaya başlanacağı söylenen e-Okul'la ilgili yaşadıkları sıkıntılardı. Anlattıklarına göre gerçekten içinden çıkılmaz durumlar yaşanıyor. Örneğin;öğretmen, sınavını yaptıktan sonra kendine ayrılan süre içinde notlarını girmesi gerekiyor, kağıdın okunması, öğrencilere gösterilmesi gibi işlemler bazen belirlenen süreyi aşabiliyor. Bu arada kendine ayrılan süre doluyor. Bu defa okulun şifresinden giriş yapıyor, olmadı ilçe milli eğitim şifresinden giriliyor.
Diyelim ki her şey yolunda gitti, öğretmen not girişini kendi süresinde yapacak ama bu defa da ülke çapında bir site olmasından dolayı yoğunluk yaşandığı için yine girişini yapamıyor,sıkıntı yaşıyor. En kötüsü “öğretmen görevini yapmadı” durumuna düşüyor.
Not girişlerinin zamanında yapılmasından sorumlu olan okul idaresinin öğretmene sadece “notlarını zamanında gir” demesi yeterli midir? Bazı derslerin haftalık ders saati sayısından dolayı öğretmenin üç yazılı sınav yapması zorunludur. Diğer derslerin ikinci yazılılarıyla çakışması, öğrenci başarısı da düşünülerek sınavın ertelenmesi, sınav kağıdının okunması, öğrenciye yanlışlarının gösterilmesi gibi süre gerektiren işler dikkate alınmalı. Tıpkı haftalık ders programı gibi okul idaresi tarafından, hatta öğretmenleriyle birlikte, sınav programını, daha okul açılmadan seminer döneminde planlanması gerekir. Mademki öğrenci ile ilgili her türlü işlem, bakanlık tarafından da anlık olarak bu e-Okul sayesinde yapılacak, okul yönetimlerinin bu işi gerçekten ciddiye alması, sistemi işleten yaratıcı çalışmalar yapması gerekmektedir.
Velilerin yaşadıkları sıkıntı daha başka, çocuklarının notlarını, karnelerini, devam- devamsızlıklarını takip etme amaçlı bu oluşumdan onlar da yeterince yararlanamadıklarını, notlarda bazen yanlışlıklar olduğunu,her gün girilmesi gereken devamsızlıklarda aksaklıklar olduğunu dile getirdiler.
Galiba bu tür işler, site kurup okullara talimat göndermekle bitmiyor. Ülke genelindeki tüm okulları, öğrencileri, öğretmenleri, velileri ilgilendiren çok kapsamlı bir konu bu. Madem böyle bir uygulama yapılacak neden okullar bunun alt yapısıyla tanıştırılmadı? Okullar kendi bünyelerinde deneme uygulamalarını yapmadı. Belki birkaç devlet ya da özel okul yapmış olabilir ama bu geneli kapsamaz. Öğretmenler, okul yönetimleri eğitimden geçirilmedi? Her yeni sistem geldiğinde eğitim kurumları bu “saldım çayıra, Mevla'm kayıra” mantığını yaşamak zorunda mı ? sorularını düşünürken yapılan işin görünür faydasını değil de bu işlerden kimler ne kazanıyor acaba sorularını sormadan edemiyor kendine….
“Kime eğitimli diyeceğim?
Ben, öncelikle koşullar tarafından yönetilmek yerine onlara egemen olan, her fırsatı yiğitçe karşılayan ve zekice hareket eden, zevklerini kontrol altında tutan ve talihsizliklere boyun eğmeyen, başarıyla şımarmayan insanlara eğitimli derim.” SOKRATES
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder