Okul müdürünün rolü

Sosyal Paylaşım |

25 Ocak 2010 Pazartesi

aercan@bursahakimiyet.com.tr

Makam; bir kurumda hiyerarşik kademeler arasındaki bağı kuran ve sistemin bütünüyle ilişki kurmayı sağlayan yetki merkezidir. Her makamın kendine özgü eylemleri ve kendisinden beklenen davranışları vardır. Bu eylemler, makamda bulunan yöneticinin oynayacağı rolleri oluşturur. "Bu rolleri oynayan ve makamda bulunan okul müdürü, bir kamu yöneticisi, okulun politikasını saptayıcısı, alan uzmanı, profesyonel eğitimci, eğitsel lider ve toplumun aktif bir üyesi olma durumundadır." (Tope) Okullardaki yönetim, kamunun diğer kurumlarıyla ne kadar ilişkiliyse bir o kadar da farklıdır. Burada henüz aileden yeni kopmuş, dünyayı, ülkesini, oturduğu ili, ilçeyi, mahalleyi anlamaya yeni başlayan, üyesi olduğu toplumla uzlaşan ya da uzlaşma sorunu yaşamaya aday çocuklarımız, gençlerimiz söz konusudur. Bu alanda yapılacak yönetim hatasının telafisi mümkün değildir. Bir iki kuşak sonrasının ülkesi oluşturulmaktadır bu ortamlarda. Asla bir "makam" elde etme, toplumda bu anlamda bir söz sahibi olma arzusuna, hırsına kurban edilmemesi gereken bir konumdur okul müdürlüğü. "Gelişmiş ülkelerin çoğunda, eğitim yöneticisi olacak kişiler, öğretmenlik diplomasına ek olarak, eğitim- öğretim sertifika programını tamamlamak zorundadır. Bizim eğitim sistemimizde eğitim yöneticisi olacak kişilerin bir yöneticilik eğitiminden geçmeleri henüz zorunlu tutulmamaktadır. Ancak, eğitim yöneticisi atanırken esas alınması gereken bazı ölçütler bulunmaktadır."(Eğitim Bilimlerinde Çağdaş Gelişmeler S:143) Herkes, bizim çalıştığımız okullarda, o eğitim kurumunun yöneticisi konumunda olan kişinin hangi şartlar altında, nasıl bir atama ile geldiğini kendine sormalı, cevabını da bir süre düşündükten sonra vermeli… Her yazımda değindiğim gibi okullar, öğrenme sürecinin gerçekleştiği ortamlardır. Eğitim yönetimindeki liderlik, öğrenmenin ve öğretmenin niteliğini yükseltmeye yönelik olmalıdır. Eğitim lideri, bildiğimiz anlamıyla bir okulun müdürü, okulunu, öğrenmeye ve öğretmeye elverişli, öğrenciye ve öğretmene doyum veren bir ortam haline getirmelidir. Etkili bir eğitim öğretim için öğretmen niteliklerindeki ve eğitim teknolojisindeki yetersizlikleri giderici önlemler almalı. Öğretmenleri güdülemeyi bilmeli ve onların yüksek bir moral düzeyi ile görev yapmalarını sağlayabilmelidir. İşte o zaman çağdaş, ülkesini geleceğe taşıyan, ileri düzeyde okullara sahip olma şansımız artacak, okullar soğuk taş bina olmaktan çıkıp yüzleri gülen, mutlu insanların bir arada bulunduğu mekanlara dönüşecektir. Umarım bu genel görüş ve değerlendirmelerden herkes kendi özellerini, bir anlamda kıssadan hissesini alır…