Paylaşım siteleri |
04 Mayıs 2009 Pazartesi |
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
İnsan, sosyal bir varlıktır. Sosyal yaşamın en büyük gereksinimi konuşmak, paylaşmaktır.
Tarihsel gelişime baktığımızda insanlar; yaşadıklarını,gördüklerini, duyduklarını,… yaşamına dair ne varsa her şeyi etrafındakilerle paylaşmak istemiştir.
Yeri gelmiş sevinçler, yeri gelmiş hüzünler paylaşılmıştır.
Anadolu'da işler bile ”imece”yle paylaşılmış, iş yükünün azalması için el ele verilmiştir.
Günümüzün büyük şehir yaşamında insanların kendine yakın bulduklarıyla bile aralarına mesafeler girmiş, ulaşım girmiştir.
Bu sorunu da teknolojiyle çözmüş, gelişmiş teknolojinin olanaklarından yararlanmıştır.
Telefonun bile ilkel kaldığı şu günlerde, internet vasıtasıyla ülkeler arası sohbetler yapılabilmektedir.
Son zamanlarda internet sayesinde ilk okul, orta okul, lise sıralarındaki arkadaşlarına ulaşabilme, onlarla tekrar iletişime geçme şansı yakalanabilmektedir.
Her yararlı “şey” bile kullanım dozu, şekli iyi ayarlanamazsa en zararlı “şey” olabilir.
İnternetin, bilgisayarın kullanımı ile ilgili dikkat etmemiz gereken noktalarına geçtiğimiz haftalarda değinmiştim.
Çocuklarımızın ders başarılarını nasıl etkilediği, biz büyüklerin onları bu anlamda nasıl bilinçlendirmemiz gerektiği konusunda ip uçları vermiştim.
Yıllardır bilgisayar öğretmenliği yapan arkadaşımın anlattıkları bana çok dikkat çekilmesi gereken bir başka yönü olduğunu gösterdi.
“Özellikle lise ve üniversite çağındaki gençlerin paylaşım sitelerine koydukları kendilerine ait fotoğraf, bilgi, espri amaçlı sözler, onların bugünkü konumlarında herkese hoş gelebilir. Ancak yaşları ilerleyip iş yaşamına atıldıkları dönemlerde geçmişte yaptıkları küçük bir dikkatsizlik onların kariyerinde, özel yaşamlarında yaralar açabilir.”
Bu konu, bugünden ele alınıp henüz yaşamadıkları yetişkinler dünyası hakkında bilgi verilir, ileride başlarını sıkıntıya sokacağı noktası örneklerle izah edilirse masum yıllarda masumca yapılmış hatalar önlenebilir.
/ / /
Ne demişler?
“Eğer gelecek hakkında düşünmezseniz, asla bir geleceğiniz olmaz.”
Henry Ford
/ / /
Emeğe saygı
İnsanın en doğal hakkı olan yaşamını sürdürebilmek, gereksinimlerini karşılayabilmek için verdiği çabadır çalışmak.
Çalışmasının karşılığını almak, kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak da sorumluluğudur.
Çalışmanın türü ne olursa olsun, hangi işte çalışırsa çalışsın verdiği emeğin karşılığını almak, emeğine saygı duyulmasını istemek de en doğal hakkıdır.
Çalışanların, işine emek verenlerin bayramı olan 1 Mayıs'ta çalışma koşullarının iyileştirilmesi, özlük haklarının dile getirilmesi asıl amaç olmalı.
Umarım, derste anlatması gereken konunun dışına çıkan öğretmen misali bu bayramın da asıl amacında çıkıp değişik amaçlara araç olmaz; çalışanların kendilerini, isteklerini dile getirip anlatabildikleri bayram olur önümüzdeki yıllarda.
Toplumumuz demokratikleşmeye başladığını bu tür gösteri, bayram, yürüyüş ve mitinglerde gösterirken; gençlerimiz de protestolarını kaldırım taşlarını sökmeden, çevredeki çiçeklere, eşyalara zarar vermeden yapmayı öğrenir.
Eğitimli toplumun göstergelerinden biri de sokaktaki davranışlardır.
|
9 Eylül 2011 Cuma
Paylaşım siteleri
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder