Liderlik ve müdürlük |
11 Ocak 2010 Pazartesi |
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
Çalışanların mutluluğu ile verimi arasındaki ilişkiyi uzmanlar tartışadursun hepimiz biliyoruz ki mutlu olduğumuz zaman olaylara ve insanlara bakışımız, her zaman olduğumuzdan daha iyimser, daha hoşgörülüdür.
Çetin yaşam koşulları, özel yaşamımızda bazı ters durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. İstemesek de evde ekonomik ya da başka sebeplerden dolayı mutsuz olabiliriz. Ama bizi, ailemizi geçindiren eve ekmek götürdüğümüz işyerimiz, dost sohbetlerinin olduğu, çalışanların birbirine “rakip” değil; yaşam yolunda bu işyerinde yolları kesişmiş, görevini yapan insanlar olarak baktığı bir yer olmalı. Bir süre sonra zaten herkes kendi yoluna hak ettiği ya da etmediği şekilde devam edecektir. Günümüz insanı, hızla gelişen lüks tüketim araçlarına, “lüküs hayat, oh ne rahat, yan gel de yat” tarzındaki yaşama en kısa sürede sahip olabilmek adına hırslarının kurbanı olup “arkadaşlık, dostluk, yardımlaşma, destek olma…” gibi pek çok insani duyguları bastırıp hatta yok edip “eyvah beni geçecek, benim yerime gelecek, …” diyor; yetersizliğinin farkında olarak veya olmayarak birbirleriyle ya da amirleriyle bir “güç” savaşının içine giriyor. İşte bu noktada o işyerinin patronu, müdürü, amiri… her neyse gerçek liderliğini ortaya koyabiliyorsa, tüm komplekslerinden kendini arındırmış bir şekilde, gerçekten çalışanla göz boyayıcı çalışma içinde olanların ayrımına varabiliyorsa işte o zaman “gerçek lider”, “gerçek müdür” demektir. Bir okulun çalışanları, öğretmenleri; mutlu, okula giderken “Bakalım bugün ne gibi oyunlar sahneye konacak?” diye düşünmeden, sadece anlatacağı dersine yoğunlaşarak gidiyorsa, son dersin zili çaldığı anda kendini bahçe kapısının dışına atan öğretmeni yoksa o okulun başarılı bir yöneticisi var demektir. “Okul yöneticisinin görevleri yönetmeliklerde görüldüğü gibi liste halinde sıralanabilir, yapacağı işlerin yer ve zamanı belirlenebilir, çalışma takvimi ve planı hazırlanabilir. Ancak yönettiği okulda beklenmedik anda karşılaşılan sorunlara çözüm yolları bulmak, kurumun amaç ve politikasına uygun çözmekle yükümlüdür. Bu nedenle her an yönetici olarak bulunmak ve davranış göstermek zorundadır.” (Monahan 1982) diye özetlenebilecek bir konumdur müdürlük. “Bana sorun getirme, sorunu tespit etmişsin ama önerin ne?” gibi azarlayarak, kendini kurtarmaya yönelik sorularla karşısında yıllarca okumuş, işini, sorumluluğunu bilen yetişkin insanlara “şikayetçi çocuk” muamelesi yapan amirin, müdürün o kurumda bulunma sebebi ne? Yönettiği okulda beklenmedik anda karşılaşılan sorunlara çözüm yolları bulmak için o makamda değil mi? SİZDEN GELENLER Çağrıma tepkisiz kalmayan arkadaşlara çok teşekkürler. Sizlere ait sorunlara asla isminizi siz istemedikçe söylemeden kendim yaşamışçasına ele almaya devam edeceğim. Gösterdiğiniz ilgi karşılığını bulacaktır. Herkese mutlu çalışma ortamları dileklerimle… |
9 Eylül 2011 Cuma
Liderlik ve müdürlük
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder