Çocuğumuza problem çözmeyi öğretelim |
02 Kasım 2009 Pazartesi |
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
Okulla ilgili her terim, yaşamımızın her alanında, her döneminde bizimle birliktedir. Matematik derslerinde karşımıza çıkan problemlerin nasıl çözüleceğini matematik öğretmenimiz anlatır bize. Kavramları, kuralları öğrenmek; örnek çözümleri anlamak amacıyla günlerce, haftalarca hatta yıllarca uğraşırız.
Az terlemedik sınavlarda Ayşe’yle annesinin yaşını bulmak için, Gülmecelere konu olan havuzu dolduran suyun kaç saatte bunu gerçekleştireceğini bulmak için. Çoğu zaman günlük hayatta bu bilgilerin bize ne kattığını tartışırız arkadaş sohbetlerinde, anılarımızla süsleyerek, kah öfkeyle kah gülümsemeyle… Okulda öğrendiğimiz her akademik bilgi birebir yaşantımızla örtüşmeyebilir ama; yaşadığımız sosyal problemlerimizi çözerken beynimiz biz farkında olmasak da çözüverir aynı yöntemle. Okulda öğretmenler matematik problemlerinin çözümünü öğretmeye devam ederken biz de veliler olarak evde çocuklarımıza destek olalım. Çocuklarımızın hedeflerine ulaşmak için verdikleri mücadelede karşılarına çıkan engelleri aşmada, "problemleri" çözmede neler yapmaları gerektiğini öğretmek için kendimizi hazırlayalım. Karşılaşılan problemleri çözmek için çeşitli çarelere başvururuz. Örneğin, l İçgüdüler ve alışkanlıklarımızla yaptığımız davranışlar, l Sınama- yanılma davranışlarımız, l Başkalarının deneyimlerinden faydalandığımız davranışlar, l Kavramaya yönelik davranışlarımız, l Bilimsel yöntemler kullanarak kazandığımız davranışlardır bunlar. Bunun için neler yapmalıyız? Öncelikle yukarıda sıraladığım davranışlarımızı kısaca açayım, daha sonra bu bilgilerden yola çıkarak karşılaştıkları sorunlar karşısında nasıl bir tutum sergilemeleri gerektiğini öğretelim. Böylece biz yanlarında olmasak da kendi başlarının çaresine bakabilecek, korktuğumuz kötülüklerden kendilerini koruyabilecek bilinçte evlatlar yetiştirelim. Yani sorumluluk sahibi, kişilikli, doğruyu yanlışı ayırabilen, başarılı olsun çocuklarımız. Kısacası, balık tutmayı öğretelim onlara. İçgüdüler ve alışkanlıklarımızla yaptığımız davranışlar, Problemlerimizin çözülmesinde içgüdüler önemli rol oynar. Hayvanlarda da gördüğümüz bu tür hareketler, körü körüne yapılır; zaten başka çaresi de yoktur hayvanın. İnsanlarda ise o kadar güçlü değildir, işin içine zeka etkeni girer, bazen onun yerine geçer. Çocuklarda, ilkel insanlarda, içgüdüsel davranışlar etkin bir rol oynar. Ferdin olmasa da türün yaşamasına yardım eder. Bu demek oluyor ki yaptığımız işlerde, alacağımız kararlarda içgüdülerimizin yardımı yeterli olmuyor. Sınama-yanılma davranışlarımız, İçgüdülere uyarak yapılan bazı hareketler, insan veya hayvan olsun hedefe ulaşıp ulaşmamakla ilgili olarak ya tekrarlanır ya da zaman içinde terk edilir. Hiç düşünmeden, planlamadan, düşe kalka, deneye deneye sorunları yenme, problemleri çözme yöntemine sınama yanılma denildiğini biliyoruz. Özellikle el becerisi isteyen günlük yaşamımızdaki pek çok işi bu yöntemle yaparız. Küçük çocukların ayakkabılarını bağlarken ne kadar gereksiz hareketler ettiklerini ama; zamanla yanlış olanları terk ettiklerini hepimiz görmüşüzdür. Bilgisayarda yazı yazmak, bisiklete binmek, bir enstrüman çalmayı öğrenmek hep bu yöntemle kazandığımız davranışlarımızdır. Görüldüğü gibi her iki yöntem de hem hayvanlarda hem de insanlarda görülen davranışlar. Yani çocuğun bir ödevini yaparken kullandığı bu yöntemi, içine insana özgü düşünme ve yorumlama yetilerini de katarak geliştirebiliriz. Yine de sınama yanılma, en etkili öğrenme yollarından biridir. Yaşayarak, olayın içinde olarak yapılan öğrenme, unutmama süresini uzatır. Ödevini yardım almadan, kendisi yapan öğrenci, ödevi yaparken karşılaştığı sorunların farkına varır, bir dahaki çalışmasında o hataları yapmama alışkanlığını kazanır. Sınıfta yaşadığı olumsuz durumlar, onun için bir deneme olmuştur. Ertesi günkü ödevini planlamadığı için son güne bırakan çocuğumuza vereceğimiz destek, oturup bizim yapmamız olmamalıdır. Sorumsuzluğunun getirdiği olumsuzluğu yaşamaması, onun bu türden "son anda" davranışlarını sürdürmesi anlamına gelir. Sonucuna katlanması gerekir. "Peki biz ne yapabiliriz?" dersek, çocuğu suçlamadan, yargılamadan, hatta öfke nöbetlerine tutulmadan bu olaydan ders çıkarmasını sağlayabilir, küçük yardımlarda bulunabiliriz ama; ödevin tamamını yapmak gibi yanlış bir tutum içinde olmamalıyız. Diğer maddelerle ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gelecek haftalarda, sizlerin deneyim ve görüşlerinizi de bu köşeden paylaşmak üzere… |
9 Eylül 2011 Cuma
Çocuğumuza problem çözmeyi öğretelim
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder