10 Eylül 2011 Cumartesi

SBS olmazsa ne olur?



SBS olmazsa ne olur?


26 Nisan 2010 Pazartesi
aercan@bursahakimiyet.com.tr


SBS olmazsa ne olur? Çok tercih edilen okullara gidebilmek için bilgi ve dili kullanma becerisi düzeyinde bir eleme yapılması kaçınılmazdır. Bu noktada sınavlara anlayışla bakılabilir.

Bilgi edinmenin ve bu becerileri kazanmanın temeli de okuldur.

Bir zamanlar, seksenli yıllarda ilkokuldan sonra Anadolu Liseleri’ne gidebilmek için beşinci sınıfın sonunda çocuklar sınava girerlerdi.

O dönemde çocuğu olanlar çok iyi anımsar, neredeyse ilk sınıflarda test çalışmalarına başlanırdı. Beş yıl aynı sınıfta okuyan öğrenci, performansını sınavda sergilerdi.

O yıl sınıfından kaç öğrenci kazanmışsa o öğretmenin de çalışma, öğretme performansını da görebilirdik.

O yıllarda çocuklarının bu çalışma temposuna üzülen veliler de çocuklarını “yarış atına” benzetirlerdi.

Dershanelerin de henüz bugünkü kadar çok olmadığı bir dönem olduğu için öğretmenler, okulda üstlerine düşen görevi çalışma ve yaratıcı olma durumuna göre yerine getirmeye çalışırlardı. Çocuk sınavı kazanamasa bile sağlam bir bilgi temeli, çalışma disipliniyle ortaokula başlar, lise yaşamı için altyapı oluştururdu.

Küçük yaşta böyle bir tempodan çocukları kurtarmak isteyen yetkililer, Anadolu Lisesi ve Fen Liseleri sınavlarını orta okul sonrasına bıraktı. Burada öğrencinin neredeyse sekiz yıllık çalışmalarının bir değerlendirmesi olacaktı.
Bu defa ilkokulda kavramlar yeterince oturtulamadı, sosyal çalışmalara ağırlık verilen öğrencide ders çalışma iç disiplini oluşturulamadığı için üst sınıflara geçen öğrencilerde LGS sınavlarında beklenen başarı görülemedi.
Çocuğun kendi özellikleri ve ailenin özel ders ve dershaneye gönderebilme durumuna göre başarı bireyselleşti.

Dershaneler çoğaldı, onların kendi yöntemleri oluşmaya başladı. Okul öğretmeninin sınıfta birkaç haftada ele aldığı konuyu, dershane öğretmenleri çocukların bu bilgileri “okulda almış olması gerekir” mantığından hareketle on beş, yirmi dakikada özetleyip test soruları üzerinden konuyu anlatmaya başladı.

Çocuklar bu defa okulla dershaneyi bu anlamda kıyaslamaya başladı. Hatta aynı kurumun okul öğretmenleri ile dershane öğretmenleri arasında pek de olumlu olmayan paslaşmalar başladı.
Bütün bu gelişmeler, kargaşaya neden oldu; veliler de öğrenciler de ne yapacağını bilemez hale geldi.
Özel okullara, dershanelere, özel derslere koşmaya başladılar ama ilkokulda alınması gereken bilgi ve çalışma prensibi eksikliğinin getirdiği boşluğu hiçbiri gideremedi.
Temelsiz oldu.
Anlık başarılar oluştu.
İlk defa 2007’de başlayan SBS sınavlarının olacağına ilişkin duyumlar, birkaç yıl önceden gelmeye başladığında arkadaşlarıma “İşte şimdi çocuklarımız yarış atı oldu. Özel ders ve dershane masrafları katlandı. Eskisinden daha kötü oldu. İlkokuldan sonra bir defa sınava girip bir de liseden sonra ÖSS’ye girecek olan çocuklarımız, şimdi daha çok sınav stresi yaşayacak” dediğimi çok iyi anımsıyorum, konuştuğum arkadaşlarım da anımsayacaklardır.
Peki SBS olmazsa ne olur?
Öğrenciler, ilkokula başladığından liseye giriş sınavlarına kadar sınav heyecanı yaşamaz; ama ilkokulda altyapısı oluşmamış bilgi ve kavramların ortaokuldaki şansı ne olur?
İyice sosyalleşen çocuk, oturup ödev yapma, tekrar yapma, ders çalışma disiplinini ortaokulda nasıl oturtabilir?
Bu soruların yanıtlarına iyi bakmak gerekiyor.
Aslında bu sorular, bizi ilkokula götürüyor.
Beş yıl aynı öğretmenle okul yaşamında gerekli olan sistemli ders çalışma iç disiplini, sorumluluk duygusu, … gibi temel alışkanlıkların kazandırılması sağlanmalı.
Bunu başaramayan öğretmenler sorgulanmalı, bu öğretmenler başka alanlarda değerlendirilmeli.
SBS ile ilgili görüşlerinizi bizlerle paylaşmanızı bekliyoruz….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder