29 Ekim Cumhuriyet Bayramı |
26 Ekim 2009 Pazartesi |
aercan@bursahakimiyet.com.tr |
İçimde bir hüzün var, nedenini bilemediğim.
Yurdumun, uğruna geçmişte ve günümüzde gençliğini, yaşamını feda etmiş insanlarımızın kanıyla kurulmuş, korunmuş cumhuriyetimin geleceği ile ilgili endişeler tırmalıyor yüreğimi. Bir şeylerin farkında olmamak daha mı iyi olur, diye düşünüyorum. O şeylerin farkında olamasaydım eğer: Öğretmen, müdür, yönetici arkadaşlarım, okullarınızda çocuklarımızın cumhuriyetin değerlerini korumayı öğrenebilecekleri düzgün, anlamlı, coşkulu programlar yapın; mümkün olduğu kadar çok öğrencinin katılımını sağlayın ki yaşayarak, içlerinde yaşatarak öğrensinler, cumhuriyetin varlığının ve geleceğinin biricik temeli olduğunu, Atatürk Nutuk’un son bölümünde, “Saygıdeğer efendiler, sizi günlerce meşgul eden uzun ve ayrıntılı konuşmam, ne de olsa, geçmişte kalmış bir dönemin hikayesidir. Bunda, milletim için ve gelecekteki çocuklarımız için dikkati ve uyanıklığı sağlayabilecek bazı noktaları gösterebilmişsem, kendimi mutlu sayacağım.” “Efendiler, bu konuşmamla, milli hayatı bitmiş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve fennin en son esaslarına dayanan, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.” sözlerini kavrasınlar, derdim. Cumhuriyetimizin niçin en değerli hazinemiz olduğunu yavrularımız, gençlerimiz anlasın ki onu koruma içgüdüsünü harekete geçirebilsin, Zorla ve hile ile,uyum yasalarıyla sevgili yurdunun nasıl ele geçirilmek istendiğinin farkında olsunlar, nedenlerini sorgulamayı öğrensinler, “Bütün bunlardan daha elim ve vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanların gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler, hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, düşmanların siyasi emelleriyle birleştirebilirler. Millet fakirlik içinde yıkılmış ve güçsüz kalmış olabilir.” sözlerini anlayıp değerlendirebilmeyi öğrensinler, derdim. Bütün bu sözleri anlamış olmak, şu anda cumhuriyetimize, yurdumuza ne kazandırır sorgulamasının yapılması gerekir. Tarih bilinci oluşturularak çekinmeden bütün detaylar, çocuklarımıza verilmeli. Misakı milli sınırlarımızın korunmasının önemi kavratılmalı. Ülkemizin nereye doğru götürülmek istendiğinin görülmesi sağlanmalı. Bütün bunların bir parti propagandası olmadığı anlatılmalı. Ülkemizin çıkarlarını korumak bir iki partinin işi olmaması gerektiği anlatılmalı. Bu çıkarları korumak, ülkemizin üzerinde oynanan oyunların farkında olmak, bunları dile getirmek bütün milletin görevi olduğu anlatılmalı. Bunları söylemenin ne iktidar ne de muhalefet yandaşı anlamında olmadığı bilinci artık yerleştirilmeli. Böyle bir kanıyı yerleştirerek insanlarımızın çekingenliğe itilmeye çalışıldığı; sorgulamama, pasifleştirme çabaları olduğu anlatılmalı. Bu çabalar sonucunda boş kalan meydanda at koşturmanın kolay olduğu için bu tür yollarla insanımızın susturulmaya çalışıldığı da anlatılmalı. Körü körüne takım tutar gibi parti tutmanın ülke çıkarlarıyla niçin örtüşmediği anlatılmalı. Cumhuriyetimizin, ülkemizin elbette milletimizin sonsuza dek özgürce, refah içinde yaşaması, tüm birey ve parti çıkarlarından üstün tutulması gerektiği anlatılmalı. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışının yarattığı enkazın altında herkesin nasıl kalacağı anlatılmalı. Onlar çocuktur, gençtir anlamazlar demeyin! Çocuklarımız, gençlerimiz o kadar bilinçli, o kadar geniş ve ileri görüşlü ki çoğu yetişkinin farkında bile olmadığı durumların farkında onlar. Sınıfta konuları işlerken konuşmalarında, yazdıkları kompozisyonlarda yıllarca gördüm ben. İdealizmlerini korumaları, çağın albenisi fazla ortamında maddi çıkarlarla bunu yok etmemeleri gerektiğini anlattım sadece,Ondan dolayı hiç umutsuzluğa düşmedim, zaman zaman içimi hüzün kaplasa da… Nice 86 yıllara… |
9 Eylül 2011 Cuma
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder