Ulusal egemenlik

Sosyal Paylaşım |

20 Nisan 2009 Pazartesi

aercan@bursahakimiyet.com.tr

-->

Bu hafta ilköğretim okullarının, özellikle birinci kademe öğrencilerinin bayraklarla, resimlerle, renkli kartonlarla sınıflarını süslediklerini, baharın canlılığını, coşkusunu okullarına taşıdıklarını görebiliyorum.

Görsel şölen yaşayan çocuklarımız, okullarını niçin süslediklerinin farkında ve bilincindeler mi onu kestiremiyorum.

Bilindik şiirlerle, sözlerle mi geçiştirildi yoksa ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın taze beyinlerine “ulus, ulusallık, egemenlik,…” gibi kavramların ne kadarı, nasıl kavratıldı? Ya da kavratıldı mı onu da kestiremiyorum.

“Bu bayram sadece ilköğretim öğrencilerine” mantığından çıkıp lise öğrencilerinin de bu önemli, özel ve anlamlı gün için sınıf seviyelerine uygun etkinlikler hazırlamış olmalarını isterdi gönlüm.

İlk yıllardaki çekiciliğini kaybeden “çocuk başbakan, çocuk bakan…“ haberlerinden başka, daha farklı, yaratıcı uygulamaların yer aldığı haberleri okumak güzel olurdu gazetelerde.

Öğretenlerin, her kademeden gençlerin katıldığı, bu kavramların ele alınıp içselleştirildiği tartışma, söyleşi programlarına en azından bu hafta bolca yer verilirse toplumumuzda hala en etkili öğrenme aracı olan televizyonlar, eğitici görevini de yerine getirmiş olur, diye düşünüyorum.

Eğer böyle bir programa rastlarsanız, onlara bayramla ilgili düşünceleri, duyguları sorulduğunda çocuklarımızın kendilerini ifade etmekte ne kadar zorluk yaşadığını da göreceksiniz.

Bunun da sebebi, ne yazık ki ders kitabından başka yazılmış diğer eserleri okumamalarından kaynaklanan yetersiz bilgi ve donanımdır.

Bu da onların olayları irdeleyip yorumlama gücünü etkiliyor.

Atatürk’ün Yazdığı Yurttaşlık Bilgileri adlı kitabında ulus, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk ulusu denir” diye tanımlanırken,

Egemenlik, Türk Dil Kurumu sözlüğünde ”Milletin ve onun tüzel kişiliği olan devletin yetkilerinin hepsi, hükümranlık, hakimiyet” diye tanımlanıyor;

Atatürk’ün yazdığı Yurttaşlık Bilgileri kitabında: “ Devleti kuran ulusun bağrında işlev kazanan otorite gücü, kişi olarak hiç kimse tarafından verilmemiştir. O, bir siyasal otoritedir ki, devlet kavramının özünde vardır. Devlet bu gücü halk üzerinde kullanmak ve ulusu dışarıda temsil etmek ve başka uluslara karşı savunmak yetkisine sahiptir. Bu siyasal otoriteye “egemenlik” denir.”olarak açıklanmaktadır.

Bütün bu kavramları önce biz yetişkinler, öğretmenler anlayıp kavrayalım ki sonra hangi yaşta ise o yaşın seviyesine göre çocuklarımıza anlatabilelim.

Artık olayları, kavramları, değerlerimizi dört, beş seçenekli test sorusu gibi öğretme anlayışından uzaklaşmalı, kendimizi tanımak için daha etkin yöntemler bulmalıyız.

Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da Hakimiye-i milliyedir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.(Atatürk Söylev ve Demeçleri)

Bu sözlerle milletimizin 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramını kutluyor, tüm çocukları sevgiyle kucaklıyorum.